25.01.2013 Talpa Basın Bildirisi
BASIN BİLDİRİSİ
Son yıllarda hızla gelişen ve büyüyen sivil havacılık sektörünün en önemli ihtiyaçlarından birinin nitelikli eleman konusu olduğu bilinmektedir.
Bu çerçevede yeni kurulan şirketler, uçak filolarındaki artışlara paralel olarak pilot ihtiyacı da belirgin hale gelmiş ve pilot yetiştirmek üzere yeni uçuş okulları ve eğitim organizasyonları sisteme dahil olmuştur.
Bugün Türk Sivil Havacılığı pilot ihtiyacını Türk Silahlı Kuvvetleri, Sivil Havacılık Yüksek Okulları, Türk Hava Kurumu ve Uçuş Okullarından karşılamaktadır. 2013 itibarı ile her yıl sisteme 450 pilotun katılması gerekmekte, 2023 yılında ise bu rakamın 750’ye çıkacağı ve sektörde 10.000 pilotun görev yapacağı öngörülmektedir.
Bugün ülkemizdeki havayolu şirketleri ve hava taksi işletmelerinde 650’si yabancı, 4000 civarında pilot istihdam edilmektedir.
Sivil Havacılık sektörünün uluslararası bir nitelik taşıması nedeniyle rekabetin yanısıra işbirliğine de açık olduğu gerçeğinden hareketle yabancı pilotların ülkemizde çalışmasının önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Bu çerçevede bugün ülkemizde, ABD’den İtalya’ya, Fransa’dan Yeni Zelanda’ya, Yunanistan’dan İran’a, Japonya’dan Hindistan’a, Kore’den Mauritius’a kadar yaklaşık 50 ülkeden pilot görev yapmaktadır.
Hiç kuşkusuz, Mütekabiliyet ilkesi gereği yabancı pilotların ülkemizde istihdamına karşılık Türk pilotlarının da diğer ülkelerde kolaylıkla çalışma olanağı bulabilmeleri beklenmekte ise de, maalesef eğitim ve niteliklerine uygun olmayan bir şekilde ağır şartlarla karşılaştıkları görülmektedir.
Üyesi olduğumuz IFALPA (Uluslararası Havayolu Pilotları Federasyonu) benzeri mesleki örgütlenmenin gerektirdiği dayanışma, yardımlaşma ve işbirliği çerçevesinde, ülkemizde yabancı pilot istihdamına karşı katı bir tutum sergilemenin mümkün olamayacağı kabul edilmekle beraber konunun ülkemiz gerçekleri ve sektörümüzün yapısal sorunları ile birlikte değerlendirilmesinde fayda görülmektedir.
Sivil havacılığımızın gelişme ve büyümesine paralel olarak sektörün ihtiyaçlarına göre organize olmak suretiyle havacılığımıza nitelikli insan gücü yetiştirmeye daha fazla ağırlık verilmekte ve çok sayıda gencimiz pilotaj eğitimi veren kuruluşlarda eğitilerek sektöre kazandırılmaktadır. Parasal açıdan bakıldığında da, ülkemizde bu alana ciddi seviyelerde yatırım yapıldığı görülmekte, yetişmiş insan kaynağımızın sisteme bir an önce dahil edilmesi zorunluluk ve ivedilik arz etmektedir.
Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, birçok yabancı pilot ülkemizde istihdam edilirken, 192’si İşkur’a kayıtlı 500 civarında ATPL (Havayolu Nakliye Pilotu Lisansı) sahibi pilotumuz çalışma olanağı bulamamaktadır. Bu gerçekler, hem ülke kaynaklarının israfı, hem sektörün eğitim ayağının zayıflaması anlamına gelmekte, hem de sivil havacılığımızın geleceği olan gençlerimizin meslek tercihlerini etkileyerek her bakımdan olumsuz bir tabloya işaret etmektedir.
Bu bilgiler ışığında, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından alınan ve “yabancı II. Pilot sayısının her havayolundaki pilot mevcudunun önce % 25’i ile, 31.12.2013 tarihine kadar da % 10’u ile sınırlandırılması” kararını , başlangıç için önemli bulduğumuzu belirtiyor ve destekliyoruz.
Bugünkü tabloya dikkat çekmekle beraber asıl kaygı duyulması gerekenin, sivil havacılığımızın geleceği olduğu düşüncesindeyiz. Aylarca eğitim görerek, emek ve para vererek bir meslek sahibi olmayı düşünen gençlerin sektörde iş bulamamaları gerçeği, arızi ve dönemsel olmaktan çıkıp kronik bir nitelik kazanırsa, mesleğe yönelen gençlerin sayısının giderek azalacağından ve önümüzdeki yıllarda pilot ihtiyacımızı ülkemiz kaynaklarından karşılama olanağını kaybedeceğimizden ve kokpitin tamamen yabancı pilotların kontrolüne geçeceğinden ciddi biçimde kaygı duymaktayız. Hiç kuşkusuz böyle bir tablo, hızla büyüyen sivil havacılığımızı dışa bağımlı hale getirecek ve sektörün gelişimine de engel oluşturacaktır.
Ülkemizde altyapı anlamında önemli bir sektör haline gelen Uçuş eğitimi konusundaki yatırımların kalitesinin daha da artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla, yarım yüzyılı geçen deneyim, bilgi ve birikimimiz ile, kabul etmeleri halinde söz konusu eğitim kurumlarını fahri olarak inceleme ve değerlendirmeye tabi tutmayı ve tavsiyelerimizi pilot adayları ile paylaşmayı düşünüyoruz..
Bu düşüncelerle, operasyonel zorunluluklar, uluslararası işbirliği ve yardımlaşma hassasiyetleri ile mütekabiliyet ilkesi de dikkate alınarak yabancı pilot istihdamının tedricen azaltılması, sadece profesyonel düşünce ile birkaç yıllığına ülkemize gelerek mesleklerini icra eden yabancı pilotlar yerine uzun uçuculuk yaşamlarını, bilgi, birikim ve deneyimlerini sürekli olarak sivil havacılığımızın hizmetine sadakatle sunacağından kuşkumuz olmayan iyi yetişmiş ve nitelikli ancak işsiz pilotlarımızın tercih edilmesinin sektörümüze yapılacak en büyük katkılardan biri olacağını düşünüyoruz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile tüm Sivil Havacılık İşletmelerini, soruna hassasiyetle yaklaşmaya ve sivil havacılığımızın geleceği için şimdiden önlem almaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TÜRKİYE HAVAYOLU PİLOTLARI DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU